“Ülkemizin güvenliğinden ve demografik yapımızın korunmasından ödün vermeyeceğiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Yüzyılında Türkiye’nin Göç Yönetimi Programı’nda yaptığı konuşmada, “Ülkemizin güvenliğinden ve demografik yapımızın korunmasından elbette ödün vermeyeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen Türkiye Yüzyılı’nda Türkiye’nin Göç Yönetimi Programı’nda bir konuşma yaptı.
Suriye'deki savaştan kaçarak 2011'de Türkiye'ye sığınan ve savaşın bitmesiyle 2024'te ülkesine dönen Muhammed Eymen isimli çocuğun Ahmet Kabaklı İlkokulu'ndaki 4. sınıf arkadaşlarını ve öğretmenini sahnede ağırlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun iktidara geldiklerinde Suriyeli öğrencileri Türkiye'den ülkelerine göndereceğine dair açıklamasını hatırlattı.
Kendisinin o dönemde bu açıklamanın tam aksini söylediğini, "Asla biz Suriye'deki muhacirleri buradan göndermeyeceğiz" dediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çünkü bizim bakışımız farklıydı. Biz göçü onların anladığı manada değil, tam aksine biz göçü Mekke'den Medine'ye hicret olarak telakki etmiştik. Biz buna fırsat vermedik. Şimdi burada (sahnedeki öğrenciler) gördüğünüz küçük muhacirler var ve bunlar bizim evlatlarımız, bizim yavrularımız ve öğretmenimiz de onlarla hemhal oldu, onları yetiştirdiler, bugünlere getirdiler. İşte güzellik burada. Gerçekten ensar olmak ne kadar güzel bir şey işte burada" ifadesini kullandı.
Katılımcılarla program vesilesiyle bir arada bulunmaktan mutluluk duyduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, programın başarılı geçmesini temenni ederken, panele iştirak eden isimlere katkılarından ötürü teşekkür etti.
“GÖÇ MESELESİ TÜM DÜNYANIN GÜNDEMİNİ MEŞGUL EDİYOR”
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'ya ve ekibini tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "Göç konusunda nasıl bir hassasiyete sahip olduğumuzu ve bu minvalde yürütülen çalışmaları az önce İçişleri Bakanımız açıkça ifade etti. Göç meselesi, özellikle son yıllarda küresel bir olgu olarak tüm dünyanın gündemini meşgul ediyor. Her sene milyonlarca insan, savaş, istikrarsızlık, terör, yoksulluk ve iklim değişikliğinin yol açtığı sıkıntılar sebebiyle doğdukları toprakları terk etmek zorunda kalıyor. Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Örgütünün verilerine göre şu an dünya genelinde 281 milyondan fazla göçmen var. Göçmen işçi sayısı ise 165 milyonun üzerinde. Son üç dört yıldaki savaşların da etkisiyle mülteci sayısı 120 milyona dayandı. Yine veriler her dakikada en az 20 kişinin çatışma, zulüm ve terörden dolayı göç etmek mecburiyetinde kaldığını gösteriyor."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya nüfusunun yüzde 3,6'sının bugün göçmen olarak hayatını sürdürmeye çalıştığını söyledi.
“SON 10 YILDA 72 BİNDEN FAZLA İNSAN GÖÇ GÜZERGÂHINDA HAYATINI KAYBETTİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, savaşlar bitmedikçe, krizler çözülmedikçe, iklim değişikliğinin etkisi daha da derinleştikçe bu oranların katlanarak arttığını, bu süreçte zaman zaman insan olarak herkesi derinden sarsan pek çok manzarayla da karşılaştıklarını kaydetti.
Hemen her gün umut yolcularının ölümüyle sonuçlanan bir olayın, kazanın ve felaketin haberini aldıklarına dikkati çeken Erdoğan, "Unutmayın, Ege'de, Akdeniz'de botların içerisinde, botlar şişlenerek öldürülen göçmenler var. Bunları hep birlikte gördük, yaşadık. İnsafsızca bunlar yapıldı. Son 10 yılda 72 binden fazla insan göç güzergâhında hayatını kaybetti. Daha önce de farklı vesilelerle gündeme getirdik. Suriye'deki çatışmalardan kaçarak Avrupa'ya sığınan binlerce çocuğun nerede olduğu, akıbetlerinin ne olduğu hâlen ortaya çıkarılamadı. Nice masumun hayatı, organ ve fuhuş mafyası dâhil suç örgütlerinin, insan tacirlerinin kanlı pençelerinde sönüp gitti" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir tenakuzu da ifade etmek mecburiyetinde olduğunu aktararak, şöyle devam etti: "İnsanları göçe mecbur eden çoğunlukla Batılı güçlerin politikaları olmasına rağmen iş yük paylaşımına gelince hiçbirini ortalıkta göremiyorsunuz. Dünyadaki her 100 mülteciden 75'ine zengin devletler değil düşük ve orta gelirli ülkeler ev sahipliği yapıyor. Suriye'deki zulümden kaçan insanların ezici çoğunluğu da biliyorsunuz komşu ülkelere sığındı. İç savaş sebebiyle yerlerinden edilen 11 milyon Sudanlının yine önemli bir kısmı komşu ülkeye göç etti. Myanmar'daki katliamlardan Orta Afrika bölgesindeki iç savaşlara kadar her yerde hep aynı manzarayla karşılaşıyoruz. Yani imkânları sınırlı ülkeler, kapasitelerinin çok üzerinde yük alırken Batılı ülkeler ya feveran ediyor ya da kabul ettikleri birkaç yüz mülteciyle insani trajedileri reklam malzemesi olarak kullanıyor."
“ANADOLU, TARİH BOYUNCA HEP GÖÇMEN YURDU OLDU”
Türkiye'nin üç kıtanın kavşak noktasında yer alan bir ülke olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, asırlar olduğu gibi bugün de doğu ile batı, kuzey ile güney arasında güç merkezi vazifesi gördüğünü belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu nedenle Türkiye'nin yakın çevredeki istikrarsızlıklardan doğrudan etkilendiğine dikkati çekerek, "Her ne kadar göç ve göçmen meselesiyle son dönemde yoğun bir şekilde yüzleşiyor olsak da aslında biz bu konunun yabancısı değiliz. Anadolu, tarih boyunca hep bir göçmen yurdu oldu. Yaşadıkları yerlerde zulüm, baskı ve şiddet gören tüm mazlumlar güvenli liman olarak daima Anadolu'yu, Türkiye topraklarını gördü. Engizisyondan kaçan Musevilerden, Doğu Avrupa'daki Hristiyanlara, Kafkasya ve Balkanlar'daki Müslüman kardeşlerimizden Nazi zulmünden kaçanlara kadar herkes ülkemizin ve milletimizin kapısını çaldı. Bugün de bölgemizde kimin başı dara düşse Allah'a hamdolsun bir eman yurdu olarak yönünü önce Türkiye'ye dönüyor. Açık söyleyeyim, bundan sonra da yüksünmüyor, kesinlikle şikâyet etmiyoruz. Bilakis mazlumun imdadına koşmayı, düşenin elinden tutmayı, komşuluk ve insanlık görevimiz olarak telakki ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Burada muhalefetin abartılı rakamlarla sık sık istismar ettiği bir konuyu da açıkça söylemek istiyorum. Ülkemizde muhalefetin, özellikle de insanlık düşmanı kimi faşist çevrelerin iddia ettiği gibi bir göçmen sayısı asla yoktur ve olmamıştır. Türkiye'de hâlihazırda 2 milyon 768 bini geçici koruma statüsündeki Suriyeli kardeşlerimiz, 1 milyon 90 bini ikamet izniyle kalanlar, 176 bini de uluslararası koruma altındakiler olmak üzere toplam 4 milyon 34 bin göçmen vardır. Aldığımız tedbirler sayesinde bu sayı günden güne azalmaktadır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kamu diplomasisinin stratejik bir unsuru olarak uluslararası öğrencilerin Türkiye'de eğitim görmesini teşvik ettiklerini, bu kapsamda dünyanın 190'ı aşkın ülkesinden 340 bin civarında misafir öğrenciye ev sahipliği yaptıklarını aktardı.
İddiaların aksine bu öğrencilerin ezici çoğunluğunun burslu olarak değil, tüm masraflarını kendileri ödeyerek ülkede eğitim aldıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye mezunlarının birçok ülkede bakan, bürokrat, iş adamı ve siyasetçi olarak görev yapmasının bu projenin ne kadar önemli olduğunu gösterdiğinin altını çizdi.
"GÖÇ VE GÖÇMEN KONUSUNDA HÜKÛMETİMİZİN POLİTİKASI GAYET NETTİR"
"Kaçak göçle ve göçmen kaçakçılarıyla mücadeleyi de ihmal etmiyoruz" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: "Son 2 yılda 270 bin düzensiz göçmenin sınırlarımızdan girişi engellendi. Ülkemizde illegal olarak bulunan 263 bin kişi sınır dışı edildi. Göçmen kaçakçılarına yönelik 14 bin 400 operasyon düzenlenirken, 9 bin 867 araca el konuldu, 23 bin 780 kişi gözaltına alındı. Göç ve göçmen konusunda hükûmetimizin politikası gayet nettir. Biz göç meselesine binlerce yıllık medeniyetimiz, tarihimiz, bizi biz yapan kadim değerlerimiz merceğinden bakıyoruz. 'Tahtımı veririm, tacımı veririm ama devletime sığınan mazlumu asla vermem. Bu sözler kimin, ecdadımızın. İşte biz onlara layık olmaya çalışıyoruz. Göç konusunda yıllardır büyük bir tutarlılıkla devam ettirdiğimiz insani ve vicdani tavrımızın olumlu neticelerini görmeye başladık."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye'de 13,5 yıl süren zulüm ve çatışmaların 8 Aralık 2024 itibarıyla sona erdiğini hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 milyon insanı katleden, 13 milyon kişinin yerlerinden edilmesine sebep olan Esed rejimi devrilirken Suriye halkının özgürlüğünü temsil eden yeni bir yönetimin iktidara geldiğini söyledi.
Bu yönetimin, Türkiye'nin ve bölgedeki diğer kardeş ülkelerin de desteğiyle savaş yorgunu Suriye'yi yeniden ayağa kaldırmak için uğraştığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çeşitli zorluklara, engellere ve sabotajlara rağmen Suriye kendini yavaş yavaş toparlıyor. Suriye kendine geldikçe ülkedeki istikrar ve güven ortamı güçlendikçe geri dönenlerin sayısı da hızlanmaya başladı. 9 Aralık'tan bu yana sadece Türkiye'den Suriye'ye dönenlerin sayısı 200 bin kişiye ulaştı" diye konuştu.
Gönüllü, güvenli ve onurlu bir şekilde vatanlarına geri dönenlerin toplam sayısının ise 931 bin 450 kişiyi bulduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, benzer durumun Ürdün ve Lübnan başta olmak üzere diğer komşu ülkelerde de yaşandığını kaydetti.
Suriyeli Muhammed'in kalplere dokunan hikâyesini az önce izlediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Rabbimize binlerce kez hamdediyoruz. Türkiye olarak son asrın en büyük insanlık sınavlarından birini alnımızın akıyla vermenin haklı gururunu yaşıyoruz. Sonunda ölüm, işkencenin olduğu böyle bir meselede dahi tam 13 buçuk yıl boyunca gerçekten çok ağır eleştirilere maruz bırakıldık. Katliamların tüm vahşiliğiyle sürdüğü günlerde ülkemizdeki mazlumları otobüslere doldurup ölüme göndermekten bahsedenlerden, 14, 28 Mayıs seçimlerinde sağa, sola ırkçı afişlerin yapıştırılmasına, Ankara'da ve Kayseri'de yaşanan alçakça provokasyonlardan her seçim öncesinde körüklenen yabancı düşmanlığına kadar pek çok badire atlattık. Hükümetimizi müşkül duruma düşürmek için her şeyi denediler. Lafa gelince mangalda kül bırakmayan birçok isim de sırf siyasi çıkarlarını koruma uğruna muhalefetin nefret söylemlerine ses çıkarmadılar, sustular, izlediler. Ağızlarını açıp tek cümle dahi kurmadılar. Ama bütün bu sınamalarda biz hükümet olarak bize yakışanı, inancımıza ve insanlığımıza yakışanı yapmaktan asla vazgeçmedik. Unutmayın 'Bu millete bir daha Boraltan Köprüsü faciası gibi bir utanç yaşatmayacağız' dedik."
Verdikleri bu söze, her türlü riski göze alarak, 13,5 yıl boyunca sadık kaldıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye, merhum Fethi Gemuhluoğlu'nun o yüreklere dokunan ifadesiyle, 'Göze sezdirmeden gözyaşı silen dostların ülkesi' olmayı her türlü kışkırtmaya rağmen bizim dönemimizde başarmıştır. İnşallah bundan sonra bu tertemiz sicilimize leke sürdürmeyeceğiz" dedi.
"TÜRKİYE'NİN KALKINMASI VE HEDEFLERİNE ULAŞMASI İÇİN BEŞERİ SERMAYEYE DE İHTİYACI VAR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan nefret söylemlerine, lümpen faşizme, ırkçı vandallığa ve provokasyonlara müsaade etmeyeceklerinin altını çizerek, "Batı ülkelerinde sıkça şahit olduğumuz göçmenlere kötü muamele gibi insanlık dışı davranışlara fırsat vermemekte kararlıyız. Şayet herhangi bir sebeple bu süreçte hukukun insani değerlerin ve göçle ilgili temel politikalarımızın dışına çıkan olursa da bu durumda gerekeni yapacak, kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız" ifadelerini kullandı.
Artan hareketlilik sebebiyle göç ve göçmen olgusunun sadece güvenlik parantezine alınmasının eksik bir yaklaşım olacağına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, farklı hayatları, birbirinden farklı hikâyeleri bir araya getiren göç meselesinin eskiden beri kültürel etkileşimin en etkili vasıtası olduğunu söyledi.
"Göç yeni bir buluşmadır. Etnik kimliği, dini, dili, kültürü, hayat tarzı anlayışı, farklı insanların aynı zeminde bir araya gelmesidir" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu buluşmanın ekonomiden ticarete, kültürden bilime, her alanda olumlu etkileri olduğunu göz ardı edemeyeceklerini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları dile getirdi: "Burada bir üzüntümü ifade etmek isterim. Faşist çevrelerin körüklediği, korku ikliminden dolayı göçmenlerin Türk ekonomisine katkıları maalesef ülkemizde sağlıklı bir şekilde tartışılmadı. Farklı düşünenler, artısı ve eksisiyle tabloyu ortaya koymaya çalışanlar ise sindirildi, susturuldu, hedef hâline getirildi. İş dünyamız da linç edilmekten çekindiği için kapalı kapılar ardından bize söylediklerini çıkıp kamuoyu önünde cesaretle dillendiremediler. Gelinen aşamada şunu açık ve net görebiliyoruz. Türkiye'nin kalkınması ve hedeflerine ulaşması için maddi sermaye kadar beşeri sermayeye de ihtiyacı var."
"MİLLETİMİZE ENTEGRE OLMUŞ KARDEŞLERİMİZLE İLGİLİ RASYONEL POLİTİKALARI DEVREYE ALMAK MECBURİYETİNDEYİZ"
Gelişen ve gelişme hedefinde olan ülkelerin göç konusuna sadece güvenlik odaklı yaklaşmadıklarını, tam tersine bu meseleyi çok boyutlu bir şekilde değerlendirerek daha pozitif politikalar takip ettiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Toplum olarak bizim de artık bu konuları daha objektif, daha serinkanlı ve ön yargılı olmaktan uzak bir şekilde konuşmamız, tartışmamız gerekiyor. Milletimize entegre olmuş, ekonomimize katkı veren, sanayiden tarıma, hizmet sektöründen diğer alanlara, katma değer üreten kardeşlerimizle ilgili daha rasyonel politikaları mutlaka devreye almak mecburiyetindeyiz. Diğer türlü ekonomide hedeflerimize ulaşmakta zorluk çekeriz. Ülkemizin güvenliğinden ve demografik yapımızın korunmasından elbette ödün vermeyeceğiz. Ancak bir avuç ırkçı lümpen figürün topluma sürekli korku yayan, nefret söylemlerine de Türkiye'yi mahkum etmeyeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, insan hareketliliğini, Türkiye ve Türk ekonomisine maksimum faydayı sağlayacak bir anlayışla yönetmenin çabasında olacaklarını belirterek, şunları kaydetti: "Göç İdaresi Başkanlığımızın mevcut çalışmalarını devam ettirirken aynı zamanda bu meselede Türkiye'nin ihtiyaçları ve çıkarları çerçevesinde uzun vadeli bir perspektif ortaya koyması gerektiğine inanıyorum. Değişen şartlara ve ihtiyaçlara göre bizim de paradigmamızı yenilememiz şarttır. Ön yargıları kırma, gençlerimizi yabancı düşmanı akımlardan koruma ve milletimizi doğru bilgilendirme noktasında da sizlere görev düşüyor. Bizim bıraktığımız boşlukları kimlerin doldurduğunu, özellikle gençlerimizi nasıl zehirlediklerini yakın zamanda pek çok kez gördük, yaşadık. Siyasi ve toplumsal maliyetlerini yüklenmek zorunda kaldık. Önümüzdeki dönemde göç idaremizden bu konuda da daha fazla gayret bekliyorum."
Programının hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Göç İdaresi Başkanlığının 12. kuruluş yıl dönümünü tebrik ederek, panelistlere teşekkür etti.